20 Haziran 2011 Pazartesi

Özkök helallik istedi ama...

Dünkü yazısında Ahmet Kaya’nın Fransa’daki mezarını ziyaret ettiğini ve helalleştiğini anlatan Özkök’ün, Ahmet Kaya’nın ülkesini terk etmeye zorlayan ve ölümüne doğru giden süreçteki rolü hâlâ hafızalardaki yerini koruyor.
Başbakan Erdoğan’ın helalleşme çağrısının ardından Ertuğrul Özkök de bir "helalleşme şov" yaptı. Dün Hürriyet gazetesinin Pazar ekinin kapağında, Özkök'ün Ahmet Kaya'nın mezarının başındaki bir fotoğrafı vardı.
Geçmişte Ahmet Kaya’yı gurbette ölüme götüren sürecin başlamasında Ertuğrul Özkök ve Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Hürriyet gazetesi kilit bir rol oynamıştı. Hürriyet, yaptığı haberlerle ülkede Ahmet Kaya’ya karşı linç kampanyasının başlamasına sebep olmuştu.
Manşetlerle hedef gösterildi
Ahmet Kaya’yı Türkiye’yi terk etmek zorunda bırakan süreçte Hürriyet’in attığı manşetlerin büyük önemi vardı. Halk bu sayede provoke edilerek, Kaya’nın ülkede yaşaması zorlaştırılmıştı. Hürriyet gazetesi 14 Şubat 1999 tarihli haberinde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Ona Türk-Kürt diye bakmadık... Türküleriyle ağladık, güldük... TV'lerden evlerimize konuk ettik... Meyhanelerimizde rakı içtik... Sakalı, atkısı ve göbeği ile bizden biriydi çünkü... Meğer öyle değilmiş Ahmet... Bebeğe, kadına, dedeye, askere kurşun sıkanlardanmış... PKK'lı Ahmet... Yazıklar olsun...
Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreninde söylediği, ‘‘Çirkin ve tahrik edici’’ sözlerle ortalığı karıştıran özgün müziğin temsilcilerinden Ahmet Kaya'nın, PKK'nın Almanya'da düzenlediği bir gecede, sözde Kürdistan haritası ve Apo'nun resmi önünde konser verdiği ortaya çıktı.”
Hürriyet Gazetesi bu süreçte provokatif haberler yapmaya devam etti. Ahmet Kaya’ya karşı yapılan en çirkin saldırı ise 20 Temmuz 1999 tarihinde Ertuğrul Özkök’ün talimatı ile atılan o manşetle yapılmıştı. “Vay şerefsiz” manşetiyle çıkan Hürriyet’teki haberde şu ifadelere yer veriliyordu:
"Münih'te konser veren Ahmet Kaya, Türkiye'ye hakaretler yağdırdı. Türkiye'ye 'şerefsizlerin ülkesi' derken bebek katili Abdullah Öcalan'ı kastederek 'arslan gibi tavır koydu' dedi. Şarkıcı Ahmet Kaya, konser verdiği Münih'te ekmeğini yediği, paralar kazandığı Türkiye'ye yine kin kustu. Şarkıcı, 'Arabamı, şerefsizlerin memleketinde bıraktım' diyerek 64 milyonluk ülkeye hakaret etti."
"Sokağa çıkamaz olduk"
Ahmet Kaya bu süreçte Türkiye’de çok zor günler geçirdi ve sonunda ülkesinden ayrılmak zorunda bırakıldı. Eşi Gülten Kaya o dönemi şöyle anlatıyor:
“O başlıktan sonra inanılmaz şeyler oldu bizim hayatımızda. Sokağa çıkamaz olduk. Açıkçası çok konuşmadık böyle şeyleri. Yüzüne yerleşen ifadeyi unutmuyorum ben. Hayatım boyunca da unutmayacağım. Çok kısa mesafeler arasında olan evimizle ofisimiz arasında gidip gelememeye başladı Ahmet. Sokaktaki insanlar gazeteler bir şey yazınca onu tartışmasız doğru kabul ediyorlar.”
Haberlerin yalan olduğu ortaya çıktı
Hürriyet gazetesinin 14 Şubat 1999 tarihli manşetinde yer alan 'Ayıp Ettin Gözüm' başlıklı haberde, Ahmet Kaya'nın Berlin'de katıldığı bir konserde Kürdistan haritası ve haritanın üst kısmında yer alan Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı önünde bir konuşma yaptığı belirtilerek, Kaya'nın, "Orkestra ile gelmedim. Gelseydim bu konser 20-25 bin marka mal olurdu. Dağdaki adamın paraya ihtiyacı var" şeklinde sözler sarf ettiği iddia edilmişti. Haber üzerine hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM), 'PKK'ya yardım ve yataklık yapmak' suçlamasıyla dava açılan Ahmet Kaya, bir süre sonra yurt dışına çıkmak zorunda kalmış ve yargılama sonunda 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edilmişti.
Geçtiğimiz yıl ilk kez ortaya çıkan görüntülerde Ahmet Kaya’nın konserde böyle bir ifade kullanılmadığı anlaşılmıştı. Almanya'da yaşayan Yazar-Yönetmen Hayri Avgar konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: "Hürriyet gazetesinin kullandığı fotoğraf siyah-beyaz. Bu bilinçli olarak yapılmıştır. Çünkü o geceki video görüntüleri renklidir. Hürriyet gazetesi 'Fotoğrafın Öyküsü' başlıklı notunda fotoğrafı video görüntüsünden aldığını belirtiyor. Dolayısıyla fotoğraf ile oynandığını en azından Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının montajlandığını anlayabiliyoruz. “
Avgar, Kaya’nın hayatını değiştiren o haberle ilgili önemli ayrıntılar vermeye devam ediyor ve Kaya’nın nasıl bir siyasi komplo ile karşı karşıya kaldığı daha net anlaşılıyor: “(…) Görüntülerden de anlaşılacağı gibi sadece sahnede Şeyh Said ve Seyit Rıza'nın fotoğrafının asılı olduğu görülüyor. Dernek yöneticileri de bunların dışında başka bir fotoğrafın olmadığını söyledi. Bu görüntünün o dönem devletin arşivinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü görüntüler o zaman ortaya çıkmış olsaydı Ahmet Kaya'ya 3 yıl 9 ay ceza veremeyeceklerdi. Çünkü Ahmet Kaya'nın o geceki yaptığı konuşmalar ceza için yeterli kanıt niteliğinde değil. O dönem Ahmet Kaya'ya bir komplo kuruldu. Bu komploda da fotoğraf ve konuşmalar ayarlanarak sanatçıya 'PKK'ya yardım ve yataklık' yaptığına dair suç kanıtı oluşturulduğunu düşünüyorum. O gün "Ayıp Ettin Gözüm" başlığını atanlar asıl ayıbı kendileri işlediler."
Kaya'nın eşi Gülten Kaya da Ahmet Kaya'nın o bayrakların önünde konser vermediğini yıllarca söylemişti. Zaten haberler üzerine Ahmet Kaya hakkında soruşturma başlatılmış, fakat Hürriyet gazetesi defalarca istenmesine rağmen ne basına, ne de mahkemeye söz konusu fotoğrafın orijinalini vermemişti. Çünkü fotoğraf sahteydi.
Ahmet Kaya'nın "şerefsizlerin memleketi" ifadesini kullandığı da yalandı. Kaya, "Birkaç şerefsiz yüzünden memleketimde başıma neler geliyor" demişti.
(soL -Haber Merkezi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder